CHP Bolu İl Başkanı Karsu, korona önlemleri kapsamında gidilen kısıtlama nedeniyle insanların canları ve cüzdanları arasında sıkışıp kaldığını belirterek, “Saat 20.00’den sabah 10.00’a kadar Covid bulaşır diye sınırlama getiriliyor. Saat 10.00’dan akşam 20.00 arasında Covid terbiye edilmiş diye sınırlama kalkıyor, böyle önlem mi olur. Her yeri kapatarak sorun çözülmez” dedi.
“HER YERİ KAPATARAK SORUN ÇÖZÜLMEZ”
CHP Bolu İl Başkanı Kazım Karsu korona ile mücadele kapsamında ikinci kez getirilen kısıtlamalar hakkında konuştu. “Böyle önlem olmaz” diyen Karsu, ““Akşam saat 20 ile sabah saat 10 arasında Covid bulaşır diye sınırlama getiriliyor. Sabah saat 10 ile akşam saat 20 arasında Covid terbiye edilmiş diye sınırlama kalkıyor. böyle önlem mi olur?” dedi. “Her yeri kapatarak sorun çözülmez” diyen Karsu; “AKP-MHP hükümeti, Esnafa; “dükkânı kapat” diyor. Tamam, kapatalım, neyle geçineceğiz? Diğer devletler de kapat diyor ama oranın kirasını devlet ödüyor, çalışana asgari ücret ödüyor. 155 bin tekel bayi var, bunlar kapatacaklar. Gece çalışma ruhsatı olan binlerce bakkal var, bunlar kapatacaklar. Bunların parasını kim ödeyecek? Sadece esnafın üzerinden tedbir alırsanız bu işin üstesinden gelemezsiniz. O yüzden acil destek olunması lazım” dedi.
“İNSANLAR CANLARI İLE CÜZDANLARI ARASINDA KALDI”
Son kararla en az 369 bin 804 işyerinin ya kısmen ya da tamamen kapandığını söyleyen Karsu, insanların canları ile cüzdanları arasında kaldığını belirtti. Karsu, “2 milyon çalışan bu karardan etkilendi. İşsiz kaldı. Bu kapanma, salgını kontrol altına alabilmek, canımızı kurtarmak için doğru olabilir. Ama bir şartı var; insanlarımızı canları ile cüzdanları arasına sıkıştırmamak gerekiyor” dedi.
“KAPANAN İŞ YERİNİN ZARARI TAZMİN EDİLMELİ”
Hıfzıssıhha Kanunu’nun kapatma hükümleri arasında kapatılan iş yerinin zararının tazmin edilmesi hükmünün unutulduğunu söyleyen Karsu, ““Devlet ne için var? Tam da bugünler için var. Devlet, kimsesizlerin kimsesidir. Hıfzıssıhha Kanunu’nun kapatma hükümlerini uyguluyorlar. Kapatma kararlarını buna göre alıyorlar ama bu kanunun; kapattığın işyerlerinin zararlarını tazmin et hükmünü görmezden geliyorlar. 40 yıldır vergi veren esnafa 40 gün bakamıyorlar. Dükkânını kapattıkları esnafa; ya borç veriyorlar ya da borcunu, vergisini erteliyorlar. Ama o da faiziyle. Esnaf çalışmayan işyerinin, olmayan geliriyle bu borcu nasıl ödeyecek? Nasıl borcunun faizini ödeyecek bir de üstüne üstlük? Bize benzeyen ekonomiler içinde, salgında en fazla borç veren, bizdeki hükümet. Çünkü üretim nedir, gelir nedir bilmiyorlar, varsa borç, yoksa faiz” diye konuştu.
“BORÇ DEĞİL, DESTEK VERİN”
TÜİK’in rakamlarına göre Ekim ayında yıllık enflasyon oranının yüzde 11,9 iken; gıda enflasyonunun yüzde 16,5 olduğunu hatırlatan Karsu, “İşte diğer ülkeler bunu gördükleri için nakdi desteklere yükleniyorlar. Vatandaşlarının gelir ve ciro kayıplarını telafi ediyorlar. Borç vermiyorlar destek veriyorlar. Yurttaşlarını salgında ezdirmiyorlar. Salgın zaten en çok dar gelirliyi eziyor. Dar gelirliler için doğrudan destekler hem az, hem de yetersiz. Gıda ve temel ürünlerin fiyatları, salgın dönemlerinde normalden çok daha fazla artıyor. Dar gelirli ailelerin satın alma gücü daha da düşüyor. Çocuklar yatağa aç giriyor. Bir nesli kaybetmemize yol açacak, sağlığa ve eğitime erişme sorunları, en çok bu yoksul kesimlerde yaşanıyor. Dar gelirli kesimlerin borçlanacak hali kalmadı. Salgında borca dayalı destekleri varsıllar alabiliyor. Çoğu da ihtiyaca değil yatlara, katlara gidiyor. Ya da kasalarda döviz olarak duruyor. Bu, gelir ve servet dağılımını daha da bozuyor” diye konuştu.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)