İNTERBOLUTV HABER
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Yoğun Bakım sorumlusu Dr. Öğr. Üy. Emine Özsarı, koronalı hastalarla yaşanılanları anlattı.
KORONA VE YAŞAM ARASINDAKİ ÇİZGİDE MASKE VAR
Koronaya yakalanan hastaların verdiği mücadeleyi ve yaşam savaşını İnterbolutv okuyucuları için anlatan Özsari, korona ile yaşam arasındaki ince çizgide, tedbirlere uyulmasının ne denli hayatî olduğunu vurguladı.
SİGARA İÇMEMİŞ GENÇLER KORONA OLMAYA BAŞLADI
Yaşlı hastalar kadar gençlerin de koronaya yakalandığını söyleyen Özsarı, sigara hiç kullanmamış genç bireylerin dahi bu hastalığın pençesinde soluksuz kaldığını gözlemlediklerini belirtti.
KOVİD BELİRTİLERİ DAHA AĞIRLAŞTI
Pandeminin başında Mart ayında gelen vakaların daha çok koku alma bozukluğu, ishal, göz iltihabı belirtileriyle geldiğini ifade eden Özsarı, artık hastaneye gelen korona vakalarının çok daha ağır belirtiler taşıdığını kaydetti. Özsarı, “Gerçekten virüsün seyri değişmiş olabilir, virüs mü mutasyon geçirdi? Viral yük mü arttı toplumda? Diğer kısım, genç hastalar arttı önceki yaşlı grup değil, ikinci gelen kısım 35-45 arası hiç sigara içmemiş ve daha ağır, oksijenleri çok düşük şekilde geliyor.
“HASTA, KURTARIN DİYE GÖZÜMÜZÜN İÇİNE BAKIYOR”
Ben bu yaşıma kadar normali 90 olan oksijen seviyeli bir hastayı 80’e bile düşse makineye bağlarım ama hastanın oksijen değeri 40, gözümüzün içine bakıyor kurtarın diye. Ciddi nefes darlığı içinde boğularak öldüğünü görüyorsunuz hastanın. Bilinci açık oluyor. Normalde morarır, bilinci kapanır, biz müdahale ettiğimizde kendinde olmaz normalde. Ama bu kovid öyle bir hastalık ki, oksijeni düşmesine rağmen hastanın gözü açık, nefes alamadığının bilincinde. Panik oluyor haklı olarak nefes alamadığı için. İşin sonraki kısmı var. Normal hastalar 12 saat sonra makineden çıkabiliyorlar. Ama bu hastalar makineye girdikleri zaman o kadar ölümcül seyrediyor ki ne yaparsanız yapın, çok hızlı bir şekilde 24-48 saat içinde kaybediyoruz. Hem hastaneye ilk gelişleri çok ağır, hem sonrasında verdiğimiz onca ağır tedaviye rağmen yanıt alamıyoruz” dedi.
KALP KRİZİ YADA BEYİN KANAMASINA DA NEDEN OLUYOR
Özsarı, koronanın vurucu darbesinin sadece nefes alamamak olmadığını belirtti ve “Kalbe vuran etkileri de var. Bu hastalar da ani ölümle seyrediyor, beyin kanaması geçirenler var. Atak durumlarında çok farklı etkilerle karşılaştık. Bazı vakalar solunumu değil direk kalbi etkiliyor ve kalbi durmuş şekilde gelenler var” dedi.
“PANDEMİ, SAĞLIKÇILARIN 15 TEMMUZ’U”
Pandemi ile mücadeleyi 15 Temmuz’a benzeten Özsarı, bu mücadelenin bir ekip işi olduğunu ve parayla ölçülemeyeceğini söyledi. Özsarı, “Bu bir ekip işi. Biz hastayı görüyoruz ama hasta bizim özel giysimizden dolayı hekim mi, hemşire mi, sağlık çalışanı mı olduğumuzu ayırt edemiyor. Hemşire arkadaşlar günde defalarca girip kontrollerini yapıyor, ilaçlarını veriyor, değerlerine bakıyor. İzolasyonlu hastalar odaları açık değil. o hastaların yemek işlerini, tüm kontrollerini yapan, bakan arkamızda bir ekip var. Biz hepimiz aslında bu mücadeleyi veriyoruz. Bu sağlıkçılar için 15 Temmuz gibi düşünün. Mart’tan sonraki bu 2. Dönemde virüsün yükünün artması ve mutasyon geçirmesinden dolayı bizler daha çok risk altındayız. Ekip olarak ne kadar birbirimizi kollarsak, dikkat edersek o kadar iyi. Kimsenin fire vermesini istemiyoruz, hastalanmasını istemiyoruz.
“BU EKİP İŞİ, PARAYLA ÖLÇÜLEBİLECEK BİR ŞEY DEĞİL”
Bu her zaman böyle ama ekip işinin ne denli önemli olduğunu pandemi bize bir kez daha gösterdi. Sahadaki arkadaşlarımız olsun, filyasyonda bir hastanın temassızını saptasak o temassızlık dağılıyor ve bize 20 hasta olarak hatta kendisi değil çevresindekiler bize yoğun bakım olarak dönüyor. O yüzden bu ekip işi hepsine çok çok teşekkür etmek lazım, bu parayla ölçülebilecek bir şey değil” diye konuştu.
“YOĞUN BAKIMDAKİLERİ BİR GÖRSELER MASKESİZ ÇIKMAZLAR”
Özsarı, sağlık mensupları olarak tek istedikleri şeyin maske, sosyal mesafe ve temizliğe dikkat edilmesi olduğunu belirterek “Sosyal mesafeye dikkat edilmeli. İnsanlar o yoğun bakımdakileri bir görseler, sizin gözünüzün içine nasıl baktıklarını hava açlığı çekenleri bir görseler hiçbir şekilde maske takmadan, ellerini yıkamadan çıkmazlar. Biz önlemleri gevşetirsek belki kendimiz hasta olmayacağız ama dışarıdaki insanlara, yakınlarımızı yoğun bakımda göreceğiz. O yüzden mutlaka sosyal mesafeye dikkat edin, kesinlikle maskelerinizi takın, açık havaya da çıksalar maskeler mutlaka takılmalı. O kötü anı yaşamak istemiyorlarsa, kendilerinin ya da yakınlarının yoğun bakıma düşmelerini istemiyorlarsa, vicdan azabı çekmek istemiyorlarsa, kul hakkına girmek istemiyorlarsa inanın orayı bir kere görseler maskesiz kesinle ama kesinlikle dışarıya çıkmazlar.
“HİÇBİR ŞEY YOKMUŞ GİBİ DAVRANIRLARSA BU İŞİ SONLANDIRAMAYIZ”
Lütfen tek istediğimiz risk grubunda olsa da olmasa da, genç de olsa, maskesiz dışarıya çıkmayalım. Biz bu kadar dikkat ederken bir kısım hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya devam ederse bu işi sonlandıramayız. Beklediğimiz sadece maske takmaları, sosyal mesafeye dikkat etmeleri. İnanın koruyucu ekipmanları giydikten sonra yoğun bakımda hastayı öyle nefessiz görmektense basit bir maske ile dışarıya çıkmaları çok daha kolay” dedi.